Vakıf Hizmet Binası

2009 yılında Vakfımız kurulur kurulmaz, gündemimize aldığımız vakıf merkezine sahip olma çalışmalarımız her an canlı tutulmuş,  yapılan araştırmalar sonunda; Hacı Bayram Camii çevresindeki tarihi yapıların üst hakkının, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından,  bazı hayır kurumlarına, dernekler ile vakıflara; ihale yapılmak ve uzun süre  kullanılmak üzere o kuruluşlara verildiği öğrenilmiştir.  Konu ile ilgili olarak süre geçirmeden gerekli girişimlerde bulunulmuş ve vakfımızın amaçlarına ve çalışma şartlarına uygun bir yerden, 102,70 m2 yüzölçümlü toplam inşaat alanı 313,60 m2 olan bu yere;  ücretsiz olarak 28 yıl kullanmak üzere,  ihale suretiyle üst hakkı alınmış ve buraya bodrum kat taş duvar olmak üzere, üç katlı ahşap bir bina inşa edilmiş ve 13.09.2012 tarihinde iskân ruhsatı alınıp, vakıf merkezimiz buraya taşınarak hizmetlerine kendi binasında devam etmeye başlamıştır.

BOSEV Vakıf Binası

 28 yıl sonra, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile düzenlenen sözleşmedeki bir maddeye istinaden, bu yerin kullanım süresi uzatılabilecektir.  Aşağıda, ahşap olarak inşa ettiğimiz hizmet binamız ile ilgili fotoğraflar bulunmaktadır.  Bu fotoğraflardan, binamızın mahiyeti ve inşaat tarzı hakkında bilgi sahibi olmanız mümkündür.  Bu iş  ile ilgili olarak; Vakıf merkezimizin  inşaatı sırasında Vakfımıza önemli ölçüde katkıda bulunan ve inşaatın yapımında bizlere yardımcı olan, vakfımızın mütevelli heyet üyesi ve “ Güzel Evim Restorasyon İnşaat San. Tic.Ltd.Şti.” sahibi Hacı İbrahim Mutlu beyin hazırladığı,”Ahşap Yapılar Hakkında”ki veciz makalesini, aşağıda istifadelerinize sunuyoruz.

AHŞAP YAPILAR HAKKINDA BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ?

  • Ahşap yapılarda yaşayanların fizyolojik ve psikolojik açıdan kendilerini çok daha sağlıklı hissettiklerini,
  • Ahşabın insanla birlikte soluk aldığını, romatizma, astım, böbrek hastalıkları ve dolaşım bozuklukları üzerinde olumlu etkileri olduğunu,
  • Japon deprem uzmanlarının, tüm dünyada depreme karşı en dayanıklı yapının ahşap karkas sistemi olduğunu açıkladıklarını,
  • 1894 İstanbul depreminde, kalitesiz ahşap yapıların bile yıkılmadığını yanlarındaki güzel, yeni ve demirle bağlanmış kâgir yapıların tümüyle yıkıldığını,
  • ABD’deki konutların yaklaşık %90’nının ahşap olduğunu,
  • Şiddetli bir deprem sonrasında hasar gören betonarme bir yapının yıkılmak zorunda olduğunu, ancak hasar gören ahşap bir yapının ise kısa sürede onarılıp, tekrar içinde yaşanılabileceğini,
  • Ahşap yapıların çok hafif olduğunu, kolay kolay çökmediğini, çökse bile içinde bulunanları öldürmediğini,
  • Bir depremde, başlıca ölüm nedeninin yalnızca betonun ağırlığı olduğunu,
  • Betonarmenin, ahşaba göre 5 misli ağır olduğunu,
  • Marmara ve Bolu depremlerinde ahşap yapılarda yaşayanlardan hiç kimsenin yaşamını yitirmediğini,
  • Tarihten günümüze ulaşan en güzel sarayların, tapınakların ve diğer görkemli yapıların hiçbirinde beton kullanılmadığını ve binlerce yıldır ayakta kaldıklarını,
  • 1225’te Ren Nehri’ne yapılan ahşap Basel Köprüsünün 1903 yılına kadar 774 yıl hizmet verdiğini,
  • ve 14. Yüzyıllarda yapılan ahşap kolon ve çatıları olan Kastamonu, Mahmutbey, Beyşehir, Eşref oğlu ve Afyon Ulu Camilerinin özel bir bakım yapılmaksızın 600-700 yıldır ayakta olduğunu,
  • Dünyanın en büyük tarihi ahşap yapısından bir tanesinin, 8 kat yüksekliği ile tam 100 yıldır ayakta duran Büyükada’daki Rum Yetimhanesi olduğunu,
  • 1790’da, ahşap kullanılarak ve hiçbir taşıyıcı eleman olmaksızın 108 metre “açıklığa” ulaşıldığını, bugün bu açıklığın 250 metreye ulaştığını,
  • Yangına dayanıklı olduğu için, dünyanın önde gelen mimarlarının ahşabı çeliğe yeğlediklerini,
  • Ahşabı, yapı sektöründe kullanan ülkelerde ormanların küçülmediğini, tersine bilimsel bir yaklaşım ve koruma anlayışı ile büyümekte olduğunu,
  • ABD’lilerin, yaşadığı topraklar üzerinde yalnızca 200 yıldır ev yaptıklarını, Anadolu’da ise 10 bin yıldır geleneksel yöntemlerle ev yapıldığını,
  • ABD’lilerin, depreme karşı yaşam güvenceleri için, Anadolu insanının binlerce yıldır tanıdığı, uyguladığı ve 1940’lara dek sürekli geliştirdiği ahşap-karkas yapı sistemini yaygın biçimde kullandıklarını,
  • Bugün gerekli önlemler alınır, ahşaba dönülürse, Türkiye’nin tüm deprem riskinden 20 yıl içerisinde tümüyle kurtulacağını,
  • Almanya’da tüm yapıların sadece %23’ü, Fransa’da ise %17’si betondur. Buna karşın Türkiye’de ise, bu rakam %95’tir.
  • 7 cm kalınlığında ahşap bir duvar, 50 cm kalınlığında beton bir duvarın ısı ve ses izolasyonuna sahiptir. Unutmayın ki bütün saunalar ahşaptır!
  • Ahşap duvar, doğal yapısı sayesinde nemi evin içine almayacak bir filtre sistemine sahiptir. Ahşap evde yaşayan insanlar, fizyolojik ve psikolojik açıdan kendilerini çok daha sağlıklı hissederler. Betonarme evlerdeki nem oranının yoğunluğundan romatizma, astım, böbrek hastalıkları ve dolaşım bozuklukları yaşanır. BİZLE BİRLİKTE NEFES ALAN AHŞABIN ise, bu hastalıklara olumlu etkileri olduğu tıbben kanıtlanmıştır.
  • Tünel kalıp tekniği ile betondan imal edilen duvarlarda mevcut olan çift kat hasır demirin arasından mecburen geçen 220 VOLT ELEKTRİK TAŞIYAN TELLER YÜZÜNDEN MANYETİK ALAN OLUŞUR. Zihinsel ve fiziksel sağlığımız bu yüzden risk altındadır. Aşırı stresin nedenlerinden biri de, vücudumuzun içinden geçen bu manyetik alandır.
  • Ahşap yapıların yangına korumasız olduğu düşünülür. Fakat yanan ev değil içindeki eşyalardır. Gerekli kalınlıkta malzeme kullanılmış bir ahşap yapı yangın anında dış yüzeyinin kömürleşmesi nedeniyle kendine doğal bir koruma perdesi meydana getirir ve bu doğal izolasyon alevlerin iç kısmına kadar gitmesini geciktirir. Bu sayede taşıyıcı kiriş ve kolonlar saatlerce dayanabilir.

Beton yapılar ise yangınlarda içerisindeki demirin deforme olmasından ötürü taşıyıcı özelliklerini kaybederler. Bu yüzden içinde tekrar oturmak son derece tehlikelidir. Çelik yapılarda ise aşırı genleşmeden dolayı deforme oluşur. Taşıyıcılar 600oC sıcaklıktan sonra çökme riski taşır ve bu yüzden 15 dakika içinde çökebilmektedir. Isıda genleşmesi sıfır olan ahşap bir çatı ise yanarak taşıyıcı gücünü kaybedene kadar ortalama 1 saat ayakta kalabilmektedir.

                                                                                        Güzel Evim İnşaat Ahşap İşleri Restorasyon San.veTic.Ltd.Şti.

                                                                                                                       Hacı İbrahim MUTLU

Binamızı,  vakfımızın amaçlarına uygun verimli ve aktif bir şekilde kullanmak istiyoruz.  Yakın bir gelecekte buraların çok yoğun şekilde faaliyete geçeceği ve hem yerli hem de yabancı turistlerin uğrak yeri olacağı düşünce ve inancımızı sizlerle paylaşmak istiyoruz.  Binamızın projesini hazırlarken bir de binamızın bünyesinde Vakfımıza gelir getirecek faaliyetlerde bulunmak amacıyla dükkân yeri hazırlanmıştır. İnşallah buralar faaliyete geçer geçmez bu yerde ticari manada bir çalışmamız olacaktır. Vakıf hizmet binası olarak inşa ettiğimiz bu yerin bodrum(Aşağı cephesinden zemin kat) katının; İlk planda haftada bir veya iki gün Hacıbayram Camiinde kılınacak sabah namazlarından sonra(Cuma ve Pazar günleri) çay veya çorba şeklinde ikram edilmek üzere, güncel konularla ilgili 20-30 kişilik sohbet salonu; gerektiği zaman hanım kardeşlerimiz için ilim adamları vasıtasıyla yapılacak sohbetler ve yine hanımlar eliyle düzenlenecek kermesler için teşhir salonu ve buna benzer her türlü etkinlikler için kullanılmasını; zemin katının, genel olarak kültür ve ilmi çalışmalar ağırlıklı olmak üzere, küçük çaplı da olsa panel, sempozyum ve konferanslar tertip etmek suretiyle milletimizin muhtaç olduğu bilgi eksikliğinin giderilmesi için kullanılmasını, yine bu katta bulunan “dükkan” vasıflı yerin, vakfımıza gelir temin etmek amacıyla ticari işler için kullanılmasını; Üst katının; Erkekler ve hanım kardeşlerimiz için ayrı ayrı veya birlikte kültürel çalışmalar yapmasını ve buna benzer her türlü etkinlikler için kullanılmasını, İdare ve yönetim yeri olarak ayrılmasını planlamış bulunuyoruz.